Önemli Rakamlar
Türkiye, geçici koruma altındaki yaklaşık 3,6 milyon Suriyeli ve diğer milliyetlerden 400.000’e yakın mülteci ve sığınmacı ile dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaktadır.
Başlıca Yerleşim Alanları
Türkiye’deki mültecilerin %98’inden fazlası kentlerde, kent çevresinde ve kırsal bölgelerde yaşarken geri kalan mülteciler (%2’nin altında) Geçici Barınma Merkezlerinde yaşamaktadır.
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti mültecilere yönelik müdahalelerde liderlik rolünü üstlenirken UNHCR, Türk makamlarına kapasite geliştirme alanında destek sağlamaktadır. Türkiye dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumunda olmakla birlikte mültecilere yönelik müdahalelerinde olumlu ve cömert bir yaklaşım sergilemektedir. Konuyla ilgili mevzuatı oluşturan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ve Geçici Koruma Yönetmeliği çerçevesinde, yetkili makamlar tarafından kayıt altına alınan mülteci ve sığınmacılara eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlere erişim imkânı sağlanmaktadır.
- UNHCR, Türkiye’deki mülteci müdahalesine destek sağlamak üzere, yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde belediyelerin de içinde yer aldığı kamu kurum ve kuruluşlarıyla ayrıca ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları, diğer Birleşmiş Milletler kuruluşları, özel sektör, mülteciler ve ev sahibi topluluklarla ortaklaşa çalışmalar yürütmektedir. Ülke ofisi Ankara’da bulunan UNHCR Türkiye, İstanbul, İzmir, Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa ve Van illerinde sahadaki varlığını sürdürmektedir.
- BM Mülteci Örgütü UNHCR, 2020 yılında Türkiye için 1 milyar 174 milyon dolarlık finansmanın hedeflendiği Suriye krizine yönelik Bölgesel Mülteci ve Dayanıklılık Planı’nı (3RP) UNDP ile birlikte yürütmektedir. 3RP, devletin mültecilerle ilgili çalışma ve faaliyetlerini desteklemek üzere kaynak gereksinimlerinin tespit edildiği bir strateji ve plan ortaya koymaktadır. Bölgesel Mülteci ve Dayanıklılık Planı, Türkiye’nin uluslararası ve geçici korumayla ilgili oluşturduğu kapsamlı yasal çerçeve ve mültecilerin kamu hizmetlerine erişimini ve uyumu sağlamaya dönük politikalar temelinde oluşturulmuştur. UNHCR, bununla birlikte Türkiye BM Kalkınma ve İşbirliği Stratejisi (2016-2020) çerçevesinde Uluslararası Koruma ve Göç Sonuçları Grubu’na başkanlık etmektedir.
Stratejik Yönelim ve Müdahaleler
Türkiye’nin uluslararası koruma ve geçici koruma alanında oluşturduğu yasal çerçeve, UNHCR’nin 2020’deki stratejisinin ve önceliklerinin temelini oluşturmaktadır. UNHCR’nin bu alan özelindeki temel strateji çerçevesi aşağıda maddeler hâlinde sıralanmıştır:
- UNHCR; Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM), Sahil Güvenlik Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile yakın bir işbirliği içinde çalışarak korumaya erişimi arttırmak üzere uluslararası koruma sağlanmasına yönelik faaliyetleri UNHCR bu çerçevede uluslararası korumaya ihtiyaç duyan kişilerin ülkeye kabulü, adil ve etkili iltica usullerine erişimlerinin sağlanması ve usullere ilişkin standart ve güvencelerin geliştirilmesi için savunuculuk faaliyetleri yürütmektedir. Öncelikli alanlardan birisi, sürekli kayıt uygulamasını ve uluslararası koruma usullerini desteklemek üzere GİGM ile işbirliğinin devam ettirilmesidir.
- UNHCR, özel ihtiyaç sahibi mültecilerin nitelikli hizmetlere erişimini destekleyecek çalışmalar yürütmektedir. Bu anlamda çocuk koruma hizmetlerine (başta refakatsiz ve ailesinden ayrı düşmüş çocuklar), cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önleme ve müdahale faaliyetlerine ve özel ihtiyaç sahiplerine sosyal hizmetlerin ulaştırılmasına ağırlık verilmektedir. UNHCR, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve özellikle Sosyal Hizmet Merkezleriyle işbirliğini geliştirmenin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışmalar gerçekleştirerek özel ihtiyaç sahibi mültecilerle ilgili tespit, yönlendirme ve müdahale faaliyetlerini desteklemeyi amaçlamaktadır.
- UNHCR, sosyal uyum ve bütünleşmenin güçlendirilmesi doğrultusunda Uyum Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı’nın uygulanmasında GİGM’ye destek sağlamakta ve mültecilerle ev sahibi toplum arasındaki ilişkileri ve sosyal uyumu geliştirmek amacıyla yerel yönetimler, belediyeler, imamlar ve muhtarlarla ortak çalışmalar gerçekleştirmektedir. Bu kapsamda Halk Eğitim Merkezlerinde mülteciler için düzenlenen Türkçe dil kursları ayrı bir önem taşımaktadır. UNHCR ayrıca mülteciler, ev sahibi toplum ve hizmet sağlayıcılar arasındaki iletişimi ve diyaloğu kuvvetlendirmek üzere sosyal uyum faaliyetleri ve küçük ölçekli Topluluk Destek girişimleri yürütmektedir.
- UNHCR mültecilere kalıcı çözümler sunulmasını desteklemekte ve bu yönde gereken hazırlık çalışmalarını yapmaktadır. UNHCR, bu konu özelinde mültecilerin kendi kendine yeterliliğini sağlayacak imkânlara erişiminin artırılması için başta İŞKUR olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarıyla, özel şirketlerle ve kalkınma aktörleriyle birlikte çalışmalar gerçekleştirmektedir. Ayrıca üniversiteye hazırlık anlamında gereken yükseköğrenim ve dil eğitimi konusunda Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile yakın çalışmalar yürütülmektedir. UNHCR, diğer taraftan en hassas durumdaki ve koruma riski en yüksek olan kişilerin, üçüncü ülkelere yerleştirilebilmeleri için gereken dosya inceleme ve yönlendirme çalışmalarını yürütmektedir. UNHCR aynı zamanda aile birleşimi gibi güvenli tamamlayıcı yolları savunmakta ve GİGM ile işbirliği içinde kendiliğinden geri dönüşlerin gönüllülük esasına göre yapılıp yapılmadığını gözlemlemektedir.
- UNHCR, kalkınma aktörleri ve özel sektörün de içinde bulunduğu çok farklı paydaşlarla işbirliği yaparak ve gerek BM gerekse sivil toplum kuruluşlarıyla daha güçlü bir eşgüdüm içinde hareket ederek mültecilerle ilgili faaliyetlere çok paydaşlı bir destek sağlanmasını tüm çalışmalarının merkezine yerleştirmektedir. Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakat ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda, 3RP ve BM Sürdürülebilir Kalkınma İşbirliği Stratejisi de içinde olmak üzere koordinasyon ve planlama çerçevelerine uyum sağlanması için gereken adımlar atılmaktadır. UNHCR, bunun yanında medyayı daha güçlü bir şekilde kullanmaya çalışmakta ve donör havuzunu çeşitlendirerek büyütmek her zaman olduğu gibi UNHCR’nin önceliklerinden biri olmaya devam etmektedir.
Küresel Mülteci Mutabakatı ve Küresel Mülteci Forumu
BM Genel Kurulu, uluslararası işbirliği sağlanmadan mülteciler için sürdürülebilir çözümler üretilemeyeceği fikrinden hareketle daha öngörülebilir ve adil bir sorumluluk paylaşımını öngören Küresel Mülteci Mutabakatı’nı 2018’in Aralık ayında kabul etmiştir. Küresel Mülteci Mutabakatı’nın hedefleri arasında ev sahibi ülkelerin üzerindeki baskıyı azaltmak, mültecilerin kendi kendine yeterliliğini sağlamak, üçüncü ülke çözümlerine erişimi arttırmak ve güvenli ve insan onuruna yakışır bir geri dönüş için menşe ülke koşullarını iyileştirmek yer almaktadır.
Türkiye, 16-18 Aralık 2019’da Cenevre’de gerçekleştirilen Küresel Mülteci Forumu’nun eş başkanlığını yapan beş ülkeden biridir. Cumhurbaşkanı başkanlığında çeşitli bakanların ve üst düzey yetkililerin yer aldığı Türk heyeti açılış oturumuna, üst düzey diyalog toplantılarına, tematik oturumlara ve kürsü konuşmalarına katılım göstermiştir. Türkiye, başta eğitim, yükseköğrenim, koruma, kayıt, sağlık, tarım ve diğer geçim kaynakları, sosyal uyum ve Suriyeli gençlerin üniversite eğitimine devamı olmak üzere mültecilere yönelik çalışmaların tüm alanlarında 50 iyi uygulama örneği paylaşmıştır. Ayrıca Forum kapsamında eğitim, mikro kredi çözümleri, vatansızlık, mülteci hakları ve gençlere yönelik faaliyetler hakkında çeşitli taahhütler açıklanmıştır.